
YECÜC VE MECÜC NE ZAMAN NEREDE?
Harun Yahya

Yecüc ve Mecüc Ahir Zamanda
Ortaya Çıkacaktır
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in
hadislerinde ahir zamanın ne zaman ve ne şekilde başlayacağını
ortaya koyan yüzlerce alamet haber verilmektedir. İçinde bulunduğumuz
dönemde, Peygamberimiz (sav)’in 14 yüzyıl önce haber verdiği
ahir zaman alametlerinin birbiri ardına gerçekleşmesi, iman
sahiplerinin asırlardır bekledikleri büyük müjdelerin yaşanmakta
olduğunu ortaya koymaktadır.
Ahir zamanın bu müjdeleri, Allah’ın
mübarek elçisi Hz. İsa’nın yeryüzüne ikinci kez gelecek olması
ve 21. yüzyılın büyük müceddidi Hz. Mehdi ile birlikte Deccal’in
fitnesini ortadan kaldırıp İslam ahlakını yeryüzünde hakim
kılmalarıdır.
Bu yazıda üzerinde duracağımız konu
ise Peygamber Efendimiz (sav)’in kıyamet alameti olarak bildirdiği
“YECÜC VE MECÜC”dür. Kim oldukları, ne zaman ortaya çıkacakları
ve ne şekilde ortadan kaldırılacakları asırlardır büyük bir
merak konusu olan Yecüc ve Mecüc hakkında bugüne kadar birçok
kitap ve makale yazılmıştır. Ancak, Hıristiyanların Kutsal
kitabı İncil’de ve Yahudilerin Kutsal Kitabı Tevrat’ta “GOG
ve MAGOG” olarak anılan Yecüc ve Mecüc hakkında en doğru bilgileri
Kuran ayetlerinden, Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinden
ve değerli İslam alimlerinin eserlerinden edinebiliriz.
Yecüc ve Mecüc’ün bozgunculuğunu geçmişte
Hz. Zülkarneyn’in yaptığı sed engellemiştir
Allah Kehf Suresi’nde Yecüc ve Mecüc hakkında şu şekilde
bildirmektedir:
Dediler ki: "Ey Zu'l-Karneyn, gerçekten YE'CÜC
VE ME'CÜC, YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK ÇIKARIYORLAR, bizimle onlar
arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?" (Kehf
Suresi, 94)
Ayetlerde Yecüc ve Mecüc’den, yeryüzünde bozgunculuk çıkaran
bir kavim olarak bahsedilmektedir. Nitekim Bediüzzaman Said
Nursi de bir sözünde “Ye'cüc ve Me'cüc, ehl-i garet (yağmacı,
çapulcu) ve fesad (arabozucu) ve ehl-i hadaret ve medeniyete
ecel-i kaza (medeni olanlar ve medeniyet için elinden kurtulunması
mümkün olmayan) hükmünde iki taife-i mahlukullahtır (Allah’ın
yarattığı iki topluluktur)...” 1 şeklinde buyurmaktadır.
Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir
iktidarla yerleşik kıldığı (güç, nimet ve imkan), daha hayırlıdır.
Madem öyle, bana güçle yardım edin de, SİZİNLE ONLAR ARASINDA
SAPASAĞLAM BİR ENGEL KILAYIM."
"Bana demir kütleleri getirin", iki dağın
arası eşit düzeye gelince, "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline
getirinceye kadar (bu işi yaptı, sonra:) dedi ki: "Bana getirin,
üzerine eritilmiş bakır dökeyim."
Böylelikle, NE ONU AŞABİLDİLER, NE ONU DELMEYE
GÜÇ YETİREBİLDİLER. (Kehf Suresi, 95-97)
Ayetlerde bildirildiğine göre, Hz. Zülkarneyn kendisinden
yardım isteyen kavme iki dağ arasında, sağlam bir sed yaparak
yardımda bulunmuştur. Bediüzzaman bu seddi “Müfsidlerin
(fesat çıkaranların) def’i Şerleri (kötülüklerine mani olmak)
için bir redm-i azim ve cesim (her tarafı tamamen kapalı büyük)
bir duvardır.”2 sözleriyle tarif etmektedir.
İnsanlara zulmeden, bozgunculuk çıkaran Yecüc ve Mecüc kavmini
engellemek için Hz. Zülkarneyn’in yaptığı muhkem sed, sözkonusu
fesatçı topluluğun zulmünü durdurmuştur.
“Hz. Zülkarneyn’in seddinin yıkılması”
kıyamet alametidir
Yecüc ve Mecüc’den Enbiya Suresi’nde de
bahsedilmektedir. Bu ayette ise Kehf Suresi’nde bildirilenden
daha sonraki bir döneme işaret edilmekte, Yecüc ve Mecüc "bir
kıyamet alameti olarak” zikredilmektedir. Kıyamet öncesi dönemde,
Kehf Suresi’nde bildirilen sed yıkılacaktır. Allah Kehf Suresi’nde
şu şekilde buyurmaktadır:
Dedi ki: "Bu benim Rabbimden bir rahmettir.
RABBİMİN va'di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin
va'di haktır." (Kehf Suresi, 98)
Hz. Zülkarneyn’in seddinin yıkılması ile ilgili birçok rivayet
bulunmaktadır. Bediüzzaman’a göre bu rivayetlerin hepsinin
ortak noktası “seddin yıkılmasının bir kıyamet alameti” olarak
kabul edildiğidir.
Nitekim Üstad Muhakemat isimli eserinde “Emr-i İlahi
(Allah'ın emri) geldiği vakit sed harab olacaktır...”3
ve “SEDDİN HARABİYETİ KIYAMETE ALAMET OLUR” 4 şeklinde
buyurmuştur.
Kuran'da bildirildiğine göre sed yıkıldığında Yecüc ve Mecüc
her tepeden akın edecektir:
YECÜC VE MECÜC(ÜN SEDLERİ) AÇILDIĞINDA, ONLAR
HER BİR TEPEDEN AKIN EDERLER; GERÇEK OLAN VAAD YAKLAŞMIŞTIR,
işte o zaman, inkar edenlerin gözleri yuvalarından fırlayacak:
"Eyvahlar bize, biz bundan tam bir gaflet içindeydik, hayır,
bizler zalim kimselerdik" (diyecekler). (Enbiya Suresi, 96-97)
Ayetlerde “gerçek olan vaad yaklaşmıştır”
şeklinde bildirilerek, kıyamet saatinin yaklaşmakta olduğu
haber verilmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) de bir
hadisinde “On alamet zuhur etmedikçe kıyamet kopmaz: Güneş’in
batıdan doğuşu, Duman, Dabbe, Yecüc-Mecüc, Meryem oğlu İsa’nın
inmesi, üç (büyük) zelzele...“ 5 şeklinde buyurmuştur.
Yecüc ve Mecüc, Moğol, Tatar ve Mançu
gibi kavimlerden oluşmaktadır
Yecüc ve Mecüc’ün kim oldukları ile ilgili
Bediüzzaman açık bilgiler vermiştir. Bediüzzaman ayetlerde
haber verilen Hz. Zülkarneyn'in sed inşa ettiği bölgeyi Himalayalar'da
bir bölge olarak yorumlamakta, Hz. Zülkarneyn'in "...Hind
ve Çin’deki akvamı mazlumeye (mazlum kavme) tecavüzleri durdurmak
için o Himalaya silsilelerine (sıradağlarına) yakın iki dağ
ortasında uzun bir sed yaptığı ve o akvam-ı vahşiyenin (vahşi
kavmin) kesretle (çoklukla) hücumlarına çok zaman mani (engel)
olduğunu..."6 hatırlatmaktadır.
Bir diğer sözünde ise Yecüc ve Mecüc’ün Moğol ve Mançu kökenli,
Asyalı bir kavim olduklarını bildirmektedir:
... Ye'cüc ve Me'cüc namı (ismi) verilen Mançur
ve Moğol kabileleri, eski zamanda Çin-i Maçin'den
bir kısım başka kabileleri beraber alarak kaç defa Asya
ve Avrupa'yı herc-ü merc (altüst, karmakarışık) ettikleri
gibi, gelecek zamanlarda dahi dünyayı zîr ü zeber (altüst)
edeceklerine işaret ve kinayedir (üstü örtülü sözdür).7
13. yüzyılda çok büyük bir imparatorluk kuran Moğollar, dünya
tarihinin en vahşi ve barbar ordularından biri olarak bilinmektedirler.
Moğol ve Tatarlardan oluşan bu yağmacı ordunun başında, önce
Cengiz Han ve ardından da oğlu Hülagu çok büyük katliamlar
gerçekleştirmiştir. Tarihi kaynaklarda bildirildiğine göre
onlar, önlerine çıkan herşeyi yağmalayan, talan eden, kadın-çocuk
demeden herkesi katleden bir topluluktu. Anadolu topraklarına
ayak bastıklarında Sivas’ta, Kayseri’de, Tokat’ta yüzbinlerce
insanı katlettiler. İstila ettikleri bölgelerdeki tüm camileri,
kütüphaneleri, medreseleri yakıp yıktılar. Buhara, Semerkand,
Herat gibi yerlerdeki tüm sanat eserlerini yağmalayıp, ortadan
kaldırdılar. Tarihi kaynaklara göre bazı şehirlerde milyonlarca
insanı, kedi ve köpeklere varıncaya kadar bütün canlıları
katlettiler.8 Mançu ırkı da aynı Moğollar gibi barbar, savaşçı,
göçebe bir ırktı ve birçok ülkeyi istila etmiş, büyük katliamlar
gerçekleştirmişti. Bediüzzaman, eserlerinde, Moğol ve Mançu
ırkının ahir zamanda ortaya çıkacak olan Yecüc ve Mecüc’ün
ataları olduklarını haber verir. Bediüzzaman’ın konuyla ilgili
bir diğer sözü şu şekildedir:
Hatta rûy-i zemînin (yeryüzünün) en meşhur seddi ve
kaç günlük uzak bir mesafe tutan Sedd-i Çini
(Çin Seddi) Kur'an lisaniyle Yecüc ve Mecücün ve tabîr-i
diğerle (başka bir ifadeyle) tarih lisanında Mançur
ve Moğol denilen ve âlem-i beşeriyeti (insanlığı)
kaç defa zîr-ü zeber eden (altüst, darmadağın eden) ve Himalaya
Dağları'nın arkasından çıkan ve şarktan garbe (doğudan batıya)
kadar harab eden akvâm-ı vahşiye (vahşi kavim)
ve garetkâr (yağmacı, çapulcu) milletlerin...9

Bediüzzaman’ın bu sözlerine göre Yecüc ve Mecüc;
• Moğol, Mançu ırkındandır.
• Daha önce Avrupa ve Asya’yı ele geçirip, doğudan batıya
kadar her yeri harap ettikleri gibi ahir zamanda da dünyayı
altüst edeceklerdir.
• Himalaya Dağları’nın arkasından çıkacaklardır.
• Saldırgan, yağmacı bir topluluktur.
• Hz. Zülkarneyn, mazlum halkları korumak için iki dağ arasına
yaptığı sed ile bu topluluğun saldırılarını durdurmuştur.
Deccal, Yecüc ve Mecüc’e zemin hazırlayacaktır
Ahir zamanın anlatıldığı hadislerde, yeryüzünde kötülüğü
organize edecek, insanları din ahlakından uzaklaştıracak,
kargaşa ve bozgunculuğa neden olacak Deccal'in çıkışı da,
kıyametin büyük alametlerinden biri olarak haber verilmektedir.
Son dönemlerde başta İslam alemi olmak üzere, dünyanın çeşitli
bölgelerinde yaşanan kargaşa, çatışma ve anarşi Deccal'in
ortaya çıkışının yaklaştığının göstergelerinden biridir. Bu
dönem bir hadiste "... (O sırada) fitneler, karışıklıklar,
ihtilaller çok olur da insanlar birbirlerini öldürürler. İnsanlar
kendi canlarına kıyarlar ve yeryüzünü belalar kaplar."10
şeklinde tarif edilmektedir.
Hadislerde haber verilen bilgiler, Deccal'in, yeryüzünde
karışıklığı ve zulmü teşvik edeceğini, hatta organize edeceğini
göstermektedir. Sürekli kan dökülmesi, insanların katledilmesi,
savaşlarda masumların öldürülmesi, düzenin bozulması, terörün
neden olduğu korku ve tedirginlik Deccal'in teşvikiyle yaygınlaşmaktadır.
Deccal'in tam anlamıyla ortaya çıkmasıyla bu olayların şiddetinin
daha da artacağı hadislerde bildirilmektedir. Deccal'in yeryüzünde
bozgunculuğu yayarak Yecüc ve Mecüc’e de zemin hazırlayacağını,
Bediüzzaman bir sözünde şu şekilde belirtmiştir:
... Büyük Deccal, şeytanın iğvası
(telkinleri) ve hükmüyle şeriat-ı İseviyenin ahkamını (İseviliğin
hükümlerini) kaldırıp Hıristiyanların hayat-ı içtimaiyelerini
(sosyal hayatlarını) idare eden rabıtaları (birleştiren
unsurları) bozarak anarşistliğe ve Yecüc-Mecüc'e zemin hazır
eder...
Bediüzzaman bu sözünde;
• Deccal’in şeytanın telkinlerine ve kurallarına göre hareket
edeceğine;
• Hıristiyanlığın hükümlerini ortadan kaldıracağına;
• Hıristiyanları birbirlerine bağlayan unsurları bozacağına;
• Bu yaptıklarının Hıristiyan toplumlarda anarşizme, kargaşaya,
bozgunculuğa yol açacağına;
• Hepsinin neticesinde ise Yecüc ve Mecüc’e çok uygun bir
zemin oluşturacağına, kendisi de anarşist ve bozguncu olan
Yecüc ve Mecüc’ün bu kaos ortamından faydalanacağına dikkat
çekmektedir.
Yecüc ve Mecüc bir insan topluluğudur
Kuran ayetlerinden ve hadislerden Yecüc ve Mecüc’ün insan
oldukları açıkça anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)’in
hadislerinde bu konuyla ilgili ortaya konan bazı deliller
şunlardır:
• Hadislerde bildirildiğine göre, "Hz. Adem’in soyundan
gelmektedirler."11
• Peygamberimiz (sav) “Birer, ikişer karış boyundadırlar,
en uzunları üçer karıştır...”12 hadisiyle onların kısa
boylu olduklarına işaret etmiştir. “Bir iki karış boylu” ifadesi
kısa boylu anlamına gelen bir teşbih olarak kullanılır.
• Küçük gözlü, geniş yüzlü, kumral saçlı bir kavimdir: “Siz
devamlı düşmanla savaşacaksınız; hatta yüzleri geniş, gözleri
küçük, saçları kumral Yecüc ve Mecüc ile de savaş yapacaksınız...”
13
• Hadislerde bildirildiğine gibi, "Fesat çıkaran bir topluluktur."
14
• 22 kabileden oluşan bir topluluktur: “Yecüc ve Mecüc
yirmi iki kabileden ibarettir.” 15
Yecüc ve Mecüc anarşist, saldırgan ve
zalim bir topluluk olacaktır
Bediüzzaman Yecüc ve Mecüc’ün ideolojisini
eserlerinde çok hikmetli şekilde açıklamaktadır. "Anarşizmin
insanları dehşetli ve gaddar canavarlar" haline getirdiğini
söyleyen Bediüzzaman, aynı sözün devamında Yecüc ve Mecüc’ün
anarşist karakterini şu şekilde tarif etmektedir:
Anarşistlik fikrinin tam yeri ise; hem mazlum kalabalıklı,
hem medeniyette ve hâkimiyette geri kalan çapulcu kabileler
olacak. Ve o şeraite muvafık (şartlara uygun) insanlar ise,
Çin-i Maçin'de kırk günlük bir mesafede yapılan ve acaib-i
seb'a-i âlemden (Dünyanın yedi harikasından) birisi bulunan
Sedd-i Çinî'nin (Çin Seddi’nin) binasına (inşasına) sebebiyet
veren Mançur ve Moğol ve bir kısım Kırgız kabileleridir...16
Ve Yecüc Mecüc ise, Çin-i Maçin'de bulunan Mançur ve
Moğol ve Kırgız ve her tarafta bulunan anarşistler ve sosyalistlerin
müfritleri olan (aşırıya kaçan) komünistlerdir." 17
Anarşi hiçbir hakkı tanımaz, insaniyet seciyelerini
(insanın karakterini, huyunu) canavar hayvanların seciyesine
çevirir. Âhir zamanda gelecek Ye'cüc ve Me'cücün komitesi
(heyet, alt kurul), anarşistler olduğuna Kur'an işaret ediyor.18
Bediüzzaman’ın açıklamalarından şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır:
• Yecüc ve Mecüc anarşist bir düşünce tarzı benimseyecektir.
Bediüzzaman’ın "... Hattâ şimdi de komünistlik İçindeki
anarşistin ehemmiyetli efrâdı (önemli fertleri) onlardandır."19
sözüyle de vurguladığı gibi, Asya ırkçılığıyla komünist düşünceyi
harmanlayan Yecüc ve Mecüc, diğer ırklara yönelik çok büyük
bir vahşet ve nefret politikası izleyecektir.
• Moğol ve Mançuların dışında, Asyalı bazı cahil kitlelerin
de Yecüc ve Mecüc’ün tarafına geçip, “ırkçı bir anlayış içinde”
onlarla birlikte hareket etmeleri muhtemeldir.
• Bediüzzaman’ın "...Kıyamete yakın yine anarşistlik gibi
bir fikirle medeniyet-i beşeriyeyi zir-ü zeber (insanlık medeniyetini
altüst, darmadağın) edecekler...“ 20 sözüyle de dikkat
çektiği gibi bu topluluk katliamdan ve güç gösterisi yapmaktan
zevk alan barbar zalim bir topluluk olacaktır.
Yecüc ve Mecüc inkarcı bir topluluktur
Hadislerden Yecüc ve Mecüc’ün Allah’a iman etmeyen bir topluluk
olduğu anlaşılmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde
şu şekilde buyurmuştur:
Mirac gecesi Allah beni Yecüc ve Mecüclerin yanlarına
gönderdi; Onları dine davet ettim; kabul etmediler.. Onun
için onlar, Adem ve İblis neslinden Allah’a asi gelenlerle
birlikte cehenneme gireceklerdir.21
• Hadiste de bildirildiği gibi Yecüc ve Mecüc inkarcı bir
topluluk olacaktır.
• Yine bu kavmin hadislerde ve Bediüzzaman'ın izahlarında
haber verilen vahşetinden, barbar uygulamalarından, yağmalarından
helal ve haram kavramına sahip olmayacakları anlaşılmaktadır.
Deccal ile Yecüc ve Mecüc Hz. İsa döneminde
yok edilecektir
Hadislerde Hz. İsa’nın Deccal’i fikren mağlup edip, yok edeceğine
dair birçok açıklama bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili bazı
hadislerde şu şekilde buyurulmaktadır:
İşte o sırada Allah'ın düşmanı olan DECCAL MESİH, HZ.
İSA'YI GÖRÜNCE TUZUN SUDA ERİMESİ GİBİ ERİR GİDER.22
... DECCAL ORTALIĞA FİTNE SAÇARKEN Cenab-ı Hak, MESİH MERYEM
OĞLU İSA'YI gönderir... NEFESİNİ İDRAK EDEN her kafir mutlaka
yok olur. İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül Makdise
yakın bir belde) karşılaşır ve ONU YOK EDER.23
Bediüzzaman da açıklamalarında Deccal’in insanlar üzerindeki
aldatıcı etkilerinin Hz. İsa vesilesiyle kaldırılacağını şöyle
açıklamaktadır:
Sihir ve manyetizma (telkin ve hipnoz yolu ile birini
etki altına alma) ve ispirtizma (ölülerin ruhlarıyla görüşmek
için yapılan faaliyetler) gibi istidraci (yalancı mucize)
harikalarıyla kendini muhafaza eden (koruyan) ve herkesi
teshir eden (büyüleyip etkisi altına alan) o dehşetli Deccal'i
yok edebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak HARİKA VE
MUCİZATLI (mucize sahibi) VE UMUMUN MAKBULÜ (her insanın
makbul gördüğü) Bir ZAT OLABİLİR Kİ, o zat, en ziyade alakadar
ve ekser (tüm) insanların peygamberi olan Hz. İsa Aleyhisselam'dır.24
Üstad'ın da belirttiği gibi, Deccal birtakım yalan mucizelerle
insanları kandırdığı, şeytanların desteğiyle hareket ettiği
ve bazı olağanüstü işler yaptığı için, Deccal'in yenilmesi
ancak Rabbimiz'in çeşitli mucizeler bahşettiği kutlu peygamberi
Hz. İsa vesilesiyle olacaktır. Hz. İsa'nın Deccal'in fitnesini
yok etmesi, Allah'ın izniyle, çok hızlı ve kolay olacaktır.
Hadislerde Hz. İsa’nın Deccal’in ideolojisinin tüm dayanaklarını
da yok edeceği, onu fikren mağlup edip ortadan kaldıracağı
anlatılmaktadır. O dönemde Deccal’in hazırladığı ortamda,
Yecüc ve Mecüc de bozgunculuk çıkaracak, ve çeşitli toplumlara
zulmedecektir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed hadislerinde, Yecüc ve Mecüc’ün
yok edilmesinde Hz. İsa’nın dualarının vesile olacağını bildirmektedir.
Bir hadiste Hz. İsa’nın Peygamberimiz (sav)’e Mirac sırasında
şunları söylediği bildirilmektedir:
Yecüc ve Mecüc her tepeden saldırmaya başlarlar. Ve
uğradıkları her suyu içip tüketirler, karşılaştıkları herşeyi
bozup altüst ederler, bunun üzerine halk feryad ederek Allah’tan
yardım diler. BEN DE (HZ. İSA) ALLAH’A DUA EDEREK Yecüc
ve Mecüc’ü öldürmesini isteyeceğim. Bu duam kabul olacak
ve yer onların leşleriyle pis pis kokacak. Ben Allah’a tekrar
dua edeceğim. Allah da bir su gönderecek ve o su onları
taşıyıp denize atacaktır.25
Hadiste de bildirildiği gibi Hz. İsa’nın duasını kabul eden
sonsuz rahmet sahibi Rabbimiz, Yecüc ve Mecüc’ün soyunu ortadan
kaldıracaktır. Hadislerde bu yokoluşun nasıl olacağı şu şekilde
tarif edilmektedir:
Sonra Allahu Teala, Yecüc ve Mecüc'ü gönderir... Sonra
Allah'ın peygamberi HZ. İSA ve arkadaşları ALLAH'A DUA EDERLER
DE, Allah Teala düşman ordusu içinde deve ve davarların
burunlarında olan BİR KURDU GÖNDEREREK ONLARIN HEPSİNİ,
bir tek insanın ölümü gibi helak eder...26
Hz. İsa arkadaşlarıyla birlikte onların şerrinden
kurtulmaları için Allah’a dua edecekler. Allah
onlara gökten boyunlarındaki kanı emmek için kurtlar gönderecek,
hepsi ölecekler... ses ve sedaları çıkmaz olacak.27
Yecüc ve Mecüc’e musallat olacak olan hastalık hakkında hadislerde
birçok bilgi verilmektedir:
Allah onlara gökten boyunlarındaki kanı emmek
için kurtlar gönderecek, hepsi ölecekler... 28
Müteakiben (ardından) Yüce Allah onların başlarına (bela
olarak) boyunlarına ve kafataslarına koyun ve deve
kısmının burun kurtlarını gönderir de bu kurtlar onların
hepsini (bir anda) öldürüp helak eder.29
Sonra Allah Teala onların üzerine deve ve koyun
cinsine ait burun kurdu denilen hayvanlar ve mikroplar yağdırır
da bu mikroplar onların enselerinden yakalayıp hepsini öldürür...30
Bu hadislerden Yecüc ve Mecüc kavmine bir hastalığın musallat
olacağı ve bu şekilde Yecüc ve Mecüc fitnesinin son bulacağı
anlaşılmaktadır.
Peygamberimiz (sav) bir hadisinde "Yecüc ve Mecüc orduları
da kimi kiminin üstüne bindirilmiş halde çekirge ölümü gibi
öleceklerdir."31 buyurmaktadır. Yecüc ve Mecüc’ün ölümleri,
çekirgelerin ölümlerine benzetilmektedir. Çekirgeler normal
zamanda az sayıda iken, bir anda gelişip bulundukları yeri
talan ederler. Ölümleri de aynı şekilde ani ve toplu olur.
Yecüc ve Mecüc’ün ölümü de çok büyük bir ihtimalle bu şekilde
olacaktır.

Allah, Yecüc ve Mecüc’e “DABBETÜ’L ARZ”ı
musallat kılacak olabilir
Dabbe, Arapça’da hayvan ve canlı anlamlarına gelen, "Debbe"
kökünden türemiş bir isimdir. "Debbe" hafif yürüme, debelenme
demektir. Hayvanlar ve haşereler için kullanılır. Bediüzzaman
Risale-i Nur külliyatında Yecüc ve Mecüc’e musallat olan hastalığı
“Dabbetü’l Arz” olarak yorumlamaktadır. Üstad bir sözünde
Dabbetü’l Arz’ı şu şekilde tarif etmektedir:
O Dabbe bir nev'dir (tür, çeşit). Çünki
gayet büyük bir tek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez.
Demek dehşetli bir taife-i hayvaniye (hayvan
topluluğu) olacak. Belki "bir ağaç kurdundan başkası
haber vermedi..." (Sebe Suresi, 14) âyetinin işaretiyle,
o hayvan, Dabbetü’l Arz denilen ağaç kurtlarıdır ki; insanların
kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde (bedeninde)
dişinden tırnağına kadar yerleşecek.32
...Allahu a'lem, o Dabbe bir nev'dir. Çünki gayet büyük
bir tek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek dehşetli
bir taife-i hayvaniye olacak...
Bediüzzaman bu sözünde, Dabbenin tek büyük bir hayvan olursa
heryere yetişmesinin mümkün olmadığına, bu nedenle de bir
tane hayvan değil, bir hayvanlar topluluğu olduğuna dikkat
çekmektedir.
„...’bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi...’ (Sebe
Suresi, 14) âyetinin işaretiyle, o hayvan, Dabbetü’l Arz
denilen ağaç kurtlarıdır ki; insanların kemiklerini ağaç
gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar
yerleşecek...“
Bediüzzaman Sebe Suresi’nde yer alan ve Hz. Süleyman’ın asasını
kemirdiği bildirilen “ağaç kurdu”na dikkat çekerek, Yecüc
ve Mecüc’e musallat olan Dabbetü’l Arz’ın ağaç kurtları türünden
bir hayvan topluluğu olduğunu belirtmektedir. Bediüzzaman'a
göre bu dabbe, insanın vücuduna yerleşecek, dişinden tırnağına
kadar vücudunun her zerresine ulaşacaktır. Bu yorumlara göre
Bediüzzaman’ın Dabbetü’l Arz'ın bir virüs ya da mikrop türü
olduğuna işaret ediyor olması da mümkündür.
Bediüzzaman, Yecüc ve Mecüc fitnesinin son bulmasına vesile
olacak kurt hakkında da önemli yorumlarda bulunmaktadır. Üstad
Yecüc ve Mecüc’ün "kafataslarına, boyunlarına ve enselerine
musallat olan KURDU" şu şekilde yorumlamaktadır:
...Deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan
ve tuğyana (azgınlığa) ve Ye'cüc ve Me'cüc'ün anarşistliği
ile fesada (karışıklığa) ve canavarlığa giden ve dinsizliğe,
küfr ve küfrana düşen (inkar ve nankörlük yapan) insanların
akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle, arzdan bir hayvan
çıkıp musallat olacak, zîr ü zeber (darmadağın)
edecek. 33
Bediüzzaman bu sözünde akıllarının başlarına getirilmesi
gereken bir insan topluluğundan bahsetmektedir. Bu insan topluluğunun
özelliği nedir:
1- Deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana
(azgınlığa) giden
2- Ye'cüc ve Me'cüc'ün anarşistliği ile fesada (karışıklığa)
ve canavarlığa giden
3- Dinsizliğe, küfr ve küfrana düşen (inkar ve nankörlük yapan)
bir insan topluluğudur.
"Deccalların fitneleriyle bilerek, severek
isyan ve tuğyana ve Ye'cüc ve Me'cüc'ün anarşistliği ile
fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfr ve küfrana
düşen":
Deccal ve Yecüc ve Mecüc her türlü mukaddes değere düşman
olan, saldırgan, inkarcı kimselerdir. İnsanları da fitneye
düşürmeye çalışacaklardır. Allah’a karşı isyan edecek, her
türlü azgınlığı teşvik edeceklerdir. Yecüc ve Mecüc ayrıca
anarşist yöntemleri ile insanları fesat ve bozgunculuk çıkarmaya,
dinsizliğe ve inkara yöneltecektir. Özetlemek gerekirse,
insanlar bu ahir zaman fitnelerinin etkisiyle bilerek ve
isteyerek ahlaksızlığa, küfre ve isyana yöneleceklerdir.
"...insanların akıllarını başlarına getirmek
hikmetiyle arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zir
ü zeber edecek...":
Rabbimiz bu ahirzaman şahıslarına "bir Dabbe" musallat edecektir.
Bu sözden Dabbet-ül Arz’ın, Deccal'in fitnesinin tam yok olmadığı,
Yecüc ve Mecüc'ün bozgunculuğunu sürdürdüğü, inkara ve sapkınlığa
düşen insanların bulunduğu bir dönemde ortaya çıktığı anlaşılmaktadır.
Muhtemelen Yecüc ve Mecüc'ün toplu olarak ölümüne vesile olan
da Dabbet-ül Arz veya benzeri bir hayvan olacaktır.
SONUÇ
Hem Deccal’in hem de Yecüc ve Mecüc’ün fitnesinin Hz. İsa
tarafından ortadan kaldırılması tüm iman sahipleri için çok
büyük bir müjdedir. Peygamber Efendimiz’in de bir hadisinde
belirttiği gibi, “Hz. İsa ve müminler Yecüc ve Mecüc’den sonra
senelerce yaşayacaklardır.”34 Bu, barışın, güzel ahlakın,
huzurun ve güvenin hakim olduğu, çok güzel bir çağ olacaktır.
Günümüzde Deccaliyetin fitnesi dünyayı sarmış durumdadır.
İnkarcı ideolojiler, ateizm, materyalizm, Darwinizm, ahlaki
dejenerasyon ve savaşlar tüm insanları tehdit etmektedir.
İnsanları din ahlakından uzaklaştırmak için çok geniş çaplı
bir propaganda yürütülmekte, bozgunculuk her gün daha da artmaktadır.
Bazı insanlar bilerek ve isteyerek, bazı insanlar ise farkında
olmadan Deccal’in fitnesine kapılabilmektedirler.
Bu belalardan korunmanın tek çözümü ise insanların din ahlakına
sarılmaları, inkarcı ideolojilerle fikri bir mücadele içinde
olmalarıdır. Ahir zamanın bu döneminde Allah’ın dinini yaşama
konusunda gaflet içinde olmak hiçbir müminin istemeyeceği
bir durumdur. Çünkü bu durum, Bediüzzaman’ın bir sözünde ifade
ettiği gibi “bilerek ve isteyerek” Deccal’in ve Yecüc ve Mecüc’ün
fitnelerine destek olmak anlamına gelebilir.
İşte bu nedenle Müslümanların, Deccal’in oyununa gelmemek
için şevkle, heyecanla din ahlakına sarılmaları gerekmektedir.
Ahir zamanda gelecek olan Mesih Deccal’e karşı mücadele edip,
onu fikren mağlup edecek, Yecüc ve Mecüc’ün de fitnesini ortadan
kaldıracak olan Hz. İsa’ya ve Hz. Mehdi’ye en güzel desteği
sağlayabilmek de ancak gereken hazırlığı önceden yaparak mümkün
olacaktır. Bu nedenle, içinde bulunduğumuz dönem bu iki mübarek
insanı asırlardır bekleyen tüm salih iman sahiplerinin din
ahlakını yaşamak ve insanlar arasında yaşatmak için güçlerinin
sonuna kadar çaba sarf etmeleri zamanıdır.
NOTLAR
1 Bediüzzaman Said Nursi, Muhakemat, s. 66
2 a.g.e, s. 66
3 a.g.e, s. 66
4 a.g.e, s. 66
5 Kıyamet Alametleri, Müellif: Muhammed B. Resul Al-Hüseyni,
Mütercim: Naim Erdoğan, Genişletilmiş 8. baskı, Pamuk Yayıncılık,
s. 247)
6 Bediüzzaman Said Nursi, Lemalar, s. 101)
7 Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s. 463
8 http://www.yeniasya.org.tr/index.asp?Section
Enstitu&SubSection=EnstituSayfasi&Date
11.01.2002&TextID=390;
Konya Selçuk Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mikail
Bayram ile röportaj, http://members.tripod.com/kayacan_m/murat_soylesi_mevlana.htm
9 Bediüzzaman Said Nursi, Lemalar, s.100
10 Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani,
Bedir Yayınevi, s. 482
11 Kıyamet Alametleri, Müellif: Muhammed B. Resul Al-Hüseyni,
Mütercim: Naim Erdoğan, Genişletilmiş 8. baskı, Pamuk Yayıncılık,
s. 248
12 a.g.e, s. 249
13 a.g.e, s. 253
14 a.g.e, s. 257
15 a.g.e, s. 249
16 Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s. 463
17 Bediüzzaman ve Talebelerinin Mahkeme Müdafaları, s. 92
18 Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, s. 519
19 Bediüzzaman Said Nursi, Siracünnur, s. 219
20 Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, s. 359
21 Kıyamet Alametleri, Müellif: Muhammed B. Resul Al-Hüseyni,
Mütercim: Naim Erdoğan, Genişletilmiş 8. baskı, Pamuk Yayıncılık,
s. 251
22 Sahih-i Müslim, c. 4/2221; Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahir
Zaman Alametleri, s. 444
23 İmam-ı Müslim, Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör,
s. 104)
24 Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s. 592
25 İbn-i Mace, Fiten: 33
26 Sahih-i Müslim, 4/2251-2255; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet,
Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 492
27 Kıyamet Alametleri, Müellif: Muhammed B. Resul Al-Hüseyni,
Mütercim: Naim Erdoğan, Genişletilmiş 8. baskı, Pamuk Yayıncılık,
s. 252)
28 a.g.e, s. 252
29 İmam Şa’rani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri,
Bedir Yayınevi, s. 505
30 a.g.e, s. 506
31 a.g.e, s. 507
32 Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s. 467
33 a.g.e, s. 467
34 Suyuti s. 93
makaleler
index >>>
|