
KURAN'A GÖRE HZ. İSA'NIN HAYATI
Harun Yahya
Hz. İsa, tarihi kaynaklara göre, bundan yaklaşık 2000 yıl
önce yaşamış, Allah'ın dünyada ve ahirette seçkin kıldığı
bir elçisidir. Matta İncili'nde Hz. İsa'nın I. Herod ve rejim
değişikliği döneminde (MÖ 4), Luka İncili'nde ise İmparator
Augustus döneminde (MS 6), Yahudiye'deki nüfus sayımı sırasında
doğduğu bildirilir. Bu bilgileri doğrulamak mümkün değildir.
Ancak çeşitli kaynakları inceleyen uzmanlar, Hz. İsa'nın MÖ
7-6 yılları arasında doğduğunu tahmin etmektedirler.
Allah'ın üstün özelliklerle lütufta bulunduğu, sonsuz cennet
yurduyla müjdelediği bu değerli elçisinin getirmiş olduğu
hak din bugün ismen yeryüzünde bulunsa da, gerçekte dejenerasyona
uğramış ve aslından saptırılmıştır. Allah'ın Hz. İsa'ya vahyettiği
İncil de aynı şekilde ismen mevcuttur, ancak aslı ortada yoktur.
Hıristiyan kaynakları zaman içinde çeşitli bozulmalara uğramış
ve tahrif edilmiştir. Dolayısıyla bugün Hz. İsa ile ilgili
gerçek bilgileri bu kaynaklardan temin etmemiz mümkün değildir.
Hz. İsa hakkında doğruluğu kesin bilgiye ulaşabileceğimiz
yegane kaynak, Allah'ın kıyamete kadar koruyacağını vaat ettiği
Kuran'dır. Kuran'da, Hz. İsa'nın doğumu, hayatı, bu süre içinde
karşılaştığı olaylardan örnekler, çevresindeki insanların
durumu ve daha birçok konudan bahsedilmiştir. Hz. İsa'nın
Yahudilere nasıl tebliğ yaptığı da birçok örnekle haber verilmiştir.
Al-i İmran Suresi'nde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size
haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbiniz'den
bir ayetle geldim. Artık Allah'tan korkup bana itaat edin.
Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz'dir.
Öyleyse O'na ibadet edin. Dosdoğru olan yol işte budur."
(Al-i İmran Suresi, 50-51)
Hz. İsa'nın bu davetine çoğu Yahudi icabet etmemiş, ancak
az sayıdaki havari ona uymuştur. Kuran'da bu samimi inananların
varlığı şöyle bildirilmektedir:
Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi
ki: "Allah için bana yardım edecekler kimdir?" Havariler:
"Allah'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a inandık, bizim
gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahit ol" dediler. "Rabbimiz,
biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Böylece bizi şahitlerle
beraber yaz." (Al-i İmran Suresi, 52-53)
Yeni Ahit'e göre Hz. İsa, yanında bu 12 öğrencisi olduğu
halde Filistin'in dört bir tarafını dolaşmıştır. İnsanları
Allah'a iman etmeye davet etmek için yaptığı bu yolculukları
sırasında Allah'ın dilemesiyle çeşitli mucizeler gerçekleştirmiştir.
Hasta ve sakat insanları, alaca hastalığına tutulanları iyileştirmiş,
doğuştan kör olanların gözlerini açmış ve ölüleri diriltmiştir.
Bu mucizeler Kuran ayetlerinde şu şekilde haber verilmektedir:
..."Gerçek şu, ben size Rabbiniz'den bir
ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur,
içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir.
Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör olanı, alaca hastalığına
tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi
ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer
inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır." (Al-i
İmran Suresi, 49)
"Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa,
sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs
ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla
konuşuyordun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i
öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun
da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu.
Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun,
(yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına
apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz
bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğullarını
senden geri püskürtmüştüm." (Maide Suresi, 110)
Hz. İsa büyük mucizeler göstermiş, insanlar onun gösterdiği
bu mucizelerden çok etkilenmişlerdir. Ancak Hz. İsa daima,
bu mucizelerin Allah'ın izniyle gerçekleştiğini belirtmiş,
İncil açıklamalarında ise iyileştirdiği insanlara sık sık
"imanın seni kurtardı" demiştir. Nitekim halk da, Matta İncili'ne
göre, Hz. İsa'nın mucizeleri karşısında Allah'ı yüceltmişlerdir:
İsa o bölgeden ayrılıp Galile gölünün kıyısından geçerek
dağa çıkıp oturdu. Yanına büyük bir kalabalık geldi. Beraberlerinde
kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta vardı.
Hastaları O'nun ayaklarının dibine bıraktılar. O da onları
iyileştirdi. Halk, dilsizlerin konuştuğunu, çolakların sağlam
oluverdiğini, körlerin gördüğünü, kötürümlerin yürüdüğünü
görünce şaştı ve İsrail'in Tanrı'sını yüceltti. (Matta,
15: 29-31)
Artan engellere rağmen, özellikle de, baskı ve zulüm altında
yaşayan halkın arasında, Hz. İsa'ya inananların sayısı artmaya
başlamıştır. Bu dönemde Hz. İsa ve havarileri bütün çevre
kasabaları ve şehirleri dolaşmışlardır. Bu arada rahipler
ve yazıcılar, yıllardır sürdürdükleri geleneklerinin batıl
yönlerini kendilerine anlatan, kurdukları düzendeki sapmaları
hatırlatan, kendilerini sadece Allah'a iman edip, Allah
için yaşamaya çağıran Hz. İsa'ya karşı tuzaklar hazırlamaya
başlamışlardır. (Luka, 22: 1-2; Yuhanna, 11: 48).
Kuran'da Hz. İsa'nın Allah Katına alındığı ve bir benzerinin,
o zannedilerek öldürüldüğü haber verilmiştir. Hz. İsa, bütün
peygamberlerin yaptığı gibi, kavmini, Allah'a iman etmeye,
gönülden teslim olup Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yaşamaya,
günahlardan ve kötülüklerden sakınmaya, salih amellerde bulunmaya
davet etmiştir. Onlara dünya hayatının geçiciliğini ve ölümün
yakınlığını hatırlatmış, ahiret gününde her insanın tüm yaptıklarıyla
hesaba çekileceğini bildirmiştir. İnsanları yalnızca Allah'a
ibadet etmeye ve sadece Allah'tan korkup sakınmaya çağırmıştır.
İncil'de de bu konularla ilgili çok sayıda öğüde ve mesel
adı verilen eğitici hikayelere rastlamak mümkündür. Hz. İsa,
İncil'de yer alan ifadeyle, "imanı kıt olanlar"a karşı öğütler
vermekte, insanlara "Allah'ın Egemenliği"nin yakın olduğunu
müjdelemekte ve onları Allah'tan bağışlanma dilemeye davet
etmektedir. Bu hakimiyet, Yahudilerin Mesih'in gelişiyle birlikte
kurulacağını umdukları ve İsrailoğullarının imanına ve kurtuluşuna
vesile olmasını bekledikleri hakimiyettir.
Hz. İsa, Hz. Musa Şeriatı'na; yani gerçek Tevrat'ın hükümlerine
bağlı kalmış ve Yahudileri de, bu hükümlerden uzaklaştıkları
ya da bu hükümleri samimiyetsiz bir biçimde, gösteriş amacıyla
uyguladıkları için uyarmıştır. Yeni Ahit'e göre, kendisine
karşı çıkan Yahudilere "Musa'ya iman etmiş olsaydınız, bana
da iman ederdiniz, çünkü o benim hakkımda yazmıştır" (Yuhanna,
5: 46) demiştir. Hz. İsa insanları Tevrat'a dönmeye davet
etmiştir. Matta İncili'nde Hz. İsa'nın "Kutsal Yasa"ya yani
Hz. Musa'nın Şeriatı'na uyulması için verdiği bir emir şöyle
aktarılır:
... Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim... (Matta,
5: 17)
Bu nedenle, bu buyrukların en küçüklerinden birini kim
çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin Egemenliği'nde
en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir
ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliği'nde büyük
sayılacak. (Matta, 5: 19)
Kuran'da da Hz. İsa için şu şekilde haber verilmektedir:
"Benden önceki Tevrat'ı doğrulamak ve size
haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak üzere size Rabbiniz'den
bir ayetle geldim. Artık Allah'tan korkup bana itaat edin".
(Al-i İmran Suresi, 50)
devamı>>>
İNCİLLERDEKİ ÇELİŞKİLİ ÇARMIH İZAHLARI
|